ATATÜRKÇÜLÜK NEDİR:
Atatürkçülük Atatürk’ün görüş ve
inkilapları ile ortaya koyduğu yeni düşünce sistemidir.
Atatürk, Atatürkçülük tanımını: “Biz bize benzeriz” sözleri ile
yapmıştır. Atatürk; “yenilikler Türk milletinin yapısına ve
karakterine uygun olmalıdır” demiş ve taklitçiliği reddetmiştir.
Atatürk; tamamen milli değerlerimizi ve kendi imkanlarımızı
kullanarak meselelerimize çare bulunmasını istemiş ve başka
vücutlar için biçilmiş elbise bize uymaz demiştir. Atatürkçülük;
bir toplumun süratle kalkınmasını, ileri hamleler yapmasını
amaçlayan bir düşünce sistemi olup, dayandığı temel prensip
gerçek ilimdir.
Atatürkçülük: ölmez bir hedef, yükselen bir şereftir.
Atatürkçülük; Yaşayan bir güç demektir. Yükselme Atatürkçülüğün
ta kendisidir.
Atatürkçülük; hiçbir siyasi akım veya yabancı ideoloji ile
bağdaşmaz.
ATATÜRK İLKELERİ VE ANLAMLARI:
Atatürk ilkeleri; Türkiye Cumhuriyetinin dayandığı temel
prensiplerdir. Bu ilkeler: 1.CUMHURİYETÇİLİK, 2.MİLLİYETÇİLİK,
3.HALKÇILIK, 4. DEVLETÇİLİK, 5.LAİKLİK, 6.İNKILAPÇILIK. Bu
ilkeler Atatürkçülüğün dünya görüşünü yansıtmaktadır. Bu ilkeler
bir bütündür. Birbirinden ayrı düşünülemez, çünkü Türk
toplumunun ihtiyaçlarından ve karakterinden doğmuştur.
(1) CUMHURİYETÇİLİK:
Türk milletinin karakter ve adetlerine en
uygun olan idare; Cumhuriyet idaresidir. Çünkü, Cumhuriyet,
vatandaşın devlete ve devletin vatandaşa karşı hak ve
vazifelerini en iyi olarak düzenleyen yönetim şeklidir.
(2) MİLLİYETÇİLİK:
Milliyetçilik, ATATÜRK Milliyetçiliğidir.
ATATÜRK Milliyetçiliğine göre; TÜRKİYE Cumhuriyeti sınırları
içerisinde dil, kültür ve amaç birliği ile birbirine bağlı olan
herkes Türk”tür. ATATÜRK, Milliyetçiliği, Türk Milletine mensup
olmakla öğünmeyi, Türk Milletine inanmayı ve güvenmeyi. “NE
MUTLU TÜRKÜM DİYENE!” vecizesinde açık olarak belirtmiştir.
(3) HALKÇILIK:
Atatürkçülükte halkçılık; demokrasi
demektir. Bu ilke, birlik ve beraberlik içinde yaşamayı, hiç
kimseye ve zümreye, imtiyaz ve sınıf tanımamayı öngörür.
- Halkçılık; eşitliği öngörür, çalışmaya değer verir.
- - Halkçılık; Halkın Maddi ve Manevi ihtiyaçlarının
karşılanmasında daima en başta gelen bir husustur.
(4) DEVLETÇİLİK:
Bu ilkenin amacı, Türk toplumunun
uygarlık, mutluluk ve refah düzeyini yükseltmektir. Devletçilik
ilkesi kişisel çalışma ve faaliyeti esas tutmakla beraber mümkün
olduğu kadar az zaman içinde milleti refaha memleketi aydınlığa
eriştirmek için milletin genel ve yüksek menfaatlerinin
gerektirdiği işlerde devletin ilgisi doğrudan yapıcılık olmakla
beraber, özel teşebbüsü de teşvik ve yapıları düzenler ve
kontrol eder.
(5) LAİKLİK:
Laiklik, devlet işleri ile din işlerinin
birbirine karıştırılmamasıdır. Başka bir deyişle, Tanrı ile kul
arasına, devletin ya da başka bir varlığın girmemesidir. ATATÜRK
laikliği, din müessesesinin vazifesini tam olarak yapmasına
imkan verir. Atatürkçülükte laiklik, dinin hakkını dine,
devletin hakkını devlete verir ve böylece din ile devleti kesin
olarak birbirinden uyarır.
(6) İNKILAPÇILIK:
Atatürk inkılapçılığının esas; Türkiye Cumhuriyeti halkını
çağdaş, medeniyet seviyesine ulaştırmayı, uygar bir toplum
haline getirmeyi ve tüm milletçe kalkınmayı öngörür. Bu ilkeler
bir bütündür. Birbirinden ayrı düşünülemez, çünkü Türk
toplumunun ihtiyaçlarından doğmuştur ve hiçbir dış baskı,
taklitçilikle gelmemiştir. Atatürk ilkeleri; Türk Devletinin
düşmanları tarafından saptırılmaya çalışılmış ve,
CUMHURİYETÇİLİK VE DEVLETÇİLİK - - -
SOSYALİZM
olarak
MİLLİYETÇİLİK - - - FAŞİZM
olarak
HALKÇILIK - - - SINIFÇI
olarak
LAİKLİK - - - DİNSİZLİK
olarak
İNKILAPÇILIK - - - İHTİLALCILIK
olarak ele alınmış, yozlaştırılmak
istenmiştir.
ATATÜRK TARAFINDAN İLKELERİNİN
TANIMI: Saptırılmaya çalışan bu
fikir ve görüşlerin gerçeği Atatürk”ün kendi sözleriyle şöyle
ifade edilmiştir.
(1) CUMHURİYETÇİLİK İLKESİ:
Türk ulusunun yaradılışına ve karakterine en uygun idare
Cumhuriyet idaresidir. Bugünkü hükümetimiz, doğrudan doğruya
ulusun kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet teşkilatı
ve hükümetidir ki, onun adı Cumhuriyet^”tir. Artık hükümette
Ulus arasında geçmişteki ayrılık kalmamıştır. Yönetim halk, halk
yönetim demektir.
(2) MİLLİYETÇİLİK İLKESİ:
Biz doğrudan doğruya Milliyetperveriz.
Türk Milliyetçisiyiz. Cumhuriyetimizin dayanağı Türk toplumudur.
Bu toplumun fertleri ne kadar Türk kültürü ile dolu olursa o
topluma dayanan Cumhuriyette o kadar kuvvetli olur.
(3) HALKÇILIK İLKESİ:
Türkiye Cumhuriyetini kuran Türk halkına
Türk Milleti denir. Türkiye halkı ırkça, dince ve kültürce
ortaktır. Birbirine karşı saygı ve fedakarlık hisleriyle
doludur. Kaderleri ve menfaatleri müşterek olan bir toplumdur.
(4) LAİKLİK İLKESİ:
Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz bir milletin devamına imkan
yoktur. Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz bir milletin
devamına imkan yoktur. Yalnız şurası varki din Allah ile kul
arasındaki bağlılıktır. Softa sınıfının din simsarlığına müsaade
edilmemelidir.
Dinden maddi menfaat temin edenler iğrenç kimselerdir. İşte biz
bu vaziyete karşı müsaade etmiyoruz.
(5) DEVLETÇİLİK İLKESİ:
Bizim takibini uygun gördüğümüz
devletçilik prensibi bütün üretim ve dağıtım araçlarını
fertlerden alarak milleti büsbütün başka esaslar içinde
düzenlemek aracını güden özel ve kişisel ekonomik teşebbüse ve
faaliyete meydan bırakmayan sosyalizm prensibine dayalı
kollektifizm-kominizm gibi bir sistem değildir.
(6) İNKİLAPÇILIK İLKESİ:
Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz
inkılapların gayesi Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen modern
ve bütün anlam ve biçimiyle uygar bir toplum haline getirmektir.
İnkılabımızın asıl hedefi budur. Bu gerçeği kabul etmeyen
zihniyetleri darmadağın etmek zorunludur
ATATÜRK İNKILAPLARI
Cumhuriyetin İlanı 29.10.1923
Hilafetin Kaldırılışı 03.03.1924
Öğretimin birleştirilmesi
Şeriat mahkemelerinin kaldırılıp, 08.04.1924
Adalet mahkemelerinin kuruluşu.
Tekke ve Zaviyelerin Kapatılışı. 02.09.1925
Şapka ve kıyafet kanununun kabulü 25.10.1925
Uluslar arası Saat ve takvimin kabul edilişi 26.12.1925
Medeni Kanunun kabul edilişi 12.02.1926
Türk Ceza Kanununun kabul edilişi 01.03.1926
Türk Kabotaj hakkının kabulü 19.04.1926
Yeni harflerin kabul edilişi 03.11.1928
Kadınlara belediye seçimlerinde oy hakkı verilişi 03.04.1930
Türk kadınına seçme seçilme hakkının verilmesi 08.10.1934
|